Meşkûre Sargut, 1925 yılının Mart ayında Edirnekapı’da Tınaz ailesinin 3. kızı olarak dünyaya geldi. Annesi Şâdiye  hanım,  3. çocuğunun da kız olmasına üzülünce, hocası Hz. Ken’an Rifâî tarafından lâtif bir şekilde îkaz edildi: Bebeğe hocası Meşkûre, yani “kendisinden dolayı şükür edilen” ismini koydu. Kalplerin casusu bir kâmil insan olan Hz. Ken’an Rifâi, yalnız Şâdiye hanımı ikazla kalmayıp, yeni doğanın bir ömür boyu nasıl etrafındakilere hizmete soyunacak bir sultan olacağının da müjdesini vermişti.

Meşkûre, henüz 40 günlükken götürülmeye başlandığı bu dost evinde hocası Ken’an er-Rifâî’ den tasavvuf ilminin inceliklerini, insan olmanın sırlarını öğrenmek lütfuna erdi. Bir yandan orta öğrenimini sürdürürken, bir yandan da yaşıtlarının çok farklı hevesler peşinde koştuğu dönemde, O gerçek ilmi kaynağından öğrenmenin mutluluğunu tadıyor, kıymetini biliyor ve öğrenmeye doymuyordu. Hocasının peşinde, izinde olmaya, rengine boyanmaya özen gösteriyordu. O kadar ki bu amansız takiple hocasını sıkmaktan korktuğunu bir keresinde O’na ifâde etmiş ama karşılığında “Senin için zaman ve mekân yok, her an yanımda olacaksın Meşkûre” cevabını alıp tuttuğu eteğe daha da sıkı sarılmıştı. Hocası O’nu, bu hakîkat ilmini kendisinden sonra 50 yılı aşkın bir süre öğretmesi için, sözüyle ilim, irfan; gözü ile hayır, sevgi; haliyle sabır telkin eden bir insan haline getirmek üzere işliyordu.

Yüksek öğrenimine İngiliz Filolojisinde devam ederken Dr. Ömer Faruk Sargut ile evlenen Meşkûre hanım, eşinin arzusu üzerine okulu bırakınca tasavvuf eğitimine daha da ağırlık verdi. 1950 yılında hocasının cemâle yürümesinin ardından, yine O’nun yetiştirdiği gönül sultanları Nazlı Hanım ve Sâmiha Ayverdi Hanımefendinin yanlarında gönlünü ve bilgisini geliştirmeye devam etti. Bu yıllarda; “Duygulu Gönüllere Hitap, Ârifler Bahçesi, Mevlânâ Diyor ki, Hak ve Hakikat yolunda Mevlânâ” adlı eserleri yayınlandı. Daha sonra bu eserler iki kitap hâlinde tekrar basıldı: “Gönülden Gönüle, Ârifler Bahçesinden”.

Türk Kadınları Kültür Derneği, Sâmiha Ayverdi Enstitüsü ve Cenan Vakfı gibi Türk ve Tasavvuf kültürüne, sanata, edebiyata, eğitime hizmet eden kuruluşların kurucu üyeliklerini üstlendi. Kermeslerde satış yapmaya kadar varan maddî-mânevî hizmetleri oldu. Varını yoğunu ihtiyacı olanlarla paylaşarak ve inançları uğrunda harcayarak cömertlik konusunda da hep örnek teşkil etti.

Meşkûre Sargut’un zahirde iki evlat yetiştirmiş olduğunu görüyoruz: Cemalnur Sargut ve Asuman Kulaksız. Üç de torunu var: Kerim, Ömer ve Nesligül. Ama hakikatte O yüzlerce evlat yetiştirdi.

9 Şubat 2013 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

Asuman Kulaksız
İstanbul

Kaynak: TURKKAD